16 Ağustos 2009 Pazar

CHARLIE CHAPLIN..THE GOLD RUSH / ALTINA HÜCUM..ŞARLO..



17 Ağustos tarihini,yurdumun Marmara sularına yerleşen topraklarında yaşayanlar için acılarla dolu olan bu tarihi yazmayı kafaya koyup ortalığı alt-üst ederken sanal alemde,"tarihte bugün" başlıklı sayfada şu cümle ilgimi çekti.."16/08/1925 - Charlie Chaplin'in Altına Hücum adlı filmi gösterime girdi."..Bu filmi,bu ismi bu kadar önemli kılan neydi ki,tarihte bugün yaaşanmış onca doğum,ölüm,savaş,barış vs. arasında kendine yer edinebilmişti..Arşivde de ne zamandır yazılmayı bekleyen bir hazine olduğundan hemen elimi attım,filmi koydum masama ve başladım bu satırları yazmaya..
"The Gold Rush - Altına Hücum" filminin pek çok "tarihin en iyi bilmemkaç filmi" listelesinde kendine yukarılarda yer almasının ve tarihte bugün yapraklarına not düşülmesinin belki de en önemli nedeni filmin oyuncusu,yönetmeni,yazarı,yapımcısı ve bestecisi olan Charlie Chaplin'in bir konuşmasında "bu film ile hatırlanmak istiyorum" sözleridir.Böyle büyük bir ustanın,dehanın hatırlanmak istediği tek film şüphesiz her sinemaseverin görmesini elzem kılan nedendir.Film altın bulunması nedeniyle dünyanın her kesiminden açgözlülerin altın diyarına "hücumu"nu,Amerikan rüyası denen şeyin başlangıcını Chaplin'in kendine has üslubu ve sinema tekniğiyle anlattığı bir film.Pek çok sahnesi de sinema tarihinin en iyi sahneleri arasında gösterilen filmin belki de en garibinize gidecek tarafını duymaya hazır olun..Bu filmdeki bazı sahnelerin komünizm propagandası yaptığı gerekçesi,Chaplin'in hayatındaki çalkantılarla birleşerek ABD'ye girişinin yasaklanmasına neden olmuştur!

Evet,bizim hep muzip sahnelerle,şaklabanlık gibi nitelendirilen taklidi zor oyunculuğuyla benzersiz olan,zaten rivayete göre en iyi Charlie Chaplin benzerleri yarışmasına sessiz sedasız katılıp ancak 3. olabilen (kimi yerlerde finale dahi kalamadığı anlatılır) bu deha,hayatında özellikle küçük yaşta kızlara olan düşkünlüğü nedeniyle zorluklar yaşamıştır.Esasında bu düşkünlüğü hayatında yer alan pek çok "onaylanmayan" davranışlardan sadece bir sayfadır.

Sinemaya hicvi kazandıran,milyon dolar kazanan ilk oyuncu olan Chaplin "hayat yakın metrajda trajedidir,ancak metrajı genişlettiğinizde hayat bir komedidir" sözünü söylerken kendi hayatındaki absürdlüklerden yola çıkmış olabilir miydi?Bu konuya peşinen cevap vermeden önce gelin,hayatındaki garip tesadüflere göz atalım..

"The Great Dictator" filminde kendine has komik tipini Hitler'e benzeterek belki de sinema tarihinin en ince "ayar"ını veren,yerden yere vuran,dibe batıran Chaplin'in Hitler'le aynı yıl doğması belki de tanrının adaletidir.Bir kapı kapanırken bir kapı açılır derler ya..

Ayrıca sıkı komünist olduğu rivayet edilir.Hatta denir ki Lenin'in tanışmak istediği tek insandır.ABD'de komünist paranoyasının hakim olduğu yıllar boyunca takip edilir,1900 sayfalık dosyası en ufak bir yanlışında onu ipe kadar götürecektir.Ancak o,bu durumu tek cümleyle özetler : "Bana komünist dediler,oysa sadece hümanistim."Hümanisttir,insanı sever,gururunu kırmamaya özen gösterir "insan" olanların.Amerika ekonomik krizlerden geçerken arabasına binmek üzereyken kendini gören yoksulların imza istemesini içerler,"keşke para isteselerdi" der ,onlar istemeden asla veremez gururlarını incitmemek için.

Bir davette tanıştırıldığında elini sıkmadığı askerin komutanı olan Hitler'den sadece 4 gün önce, dünya,yaşayacağı karanlıkları O'nun sayesinde unutabilsin diye gönderilen bedeni bir noel sabahı hayata gözlerini yumduğunda 2 oscar onur ödülünün yanı sıra sinemaya mizah,eleştiri,dik duruş,karakter kazandırmıştır..

Sabaha karşı görülen bir haberden nerelere geldik değil mi..Şarlo'dan bize miras kalan dik duruşumuzu kaybetmememiz dileğiyle..

KUTAY

1 yorum: