29 Ağustos 2009 Cumartesi

" İYİ Kİ VARSIN" DENİLİRKEN ÖLMEK..


29 Ağustos 1915 ve 29 Ağustos 1982 tarihleri arasında nefes alan öyle bir hayat vardır ki adını duymayan, dillere destan güzelliği kulaklarına çalınmayan kimse kalmış mıdır... Öyle bir güzellik ki, sinema tarihinin belki de en usta yönetmeninin dahi " onu bir kere görüp de aşık olmayacak bir tane erkek tanımıyorum" sözleriyle tanımlansın... Bir zengin sırf kendisiyle bir uçak seyahati yaşamak için New York' tan Los Angeles' a uçan tüm uçaklardaki koltukları satın alsın.. Nice yaşamdan daha fırtınalı bir ömür bıraksa da arkasında, sinema tarihinin en güzel ve en yetenekli oyuncusu olarak anılmasını engellemeyecektir bu ömür... Kendisine ustaların ustası Alfred Hitchcock tarafından yukarıda okuduğunuz iltifatlar edilen yıldız, İngrid Bergman' dan başkası değildir.

29 Ağustos 1915 yılında İsveç' in Stockholm kentinde başlayan hayatı ona ilk acıyı henüz üç yaşındayken annesini alarak yaşatmıştır. Çok değil 9 sene sonra ise bu sefer babasını alırken hayat, 18 yaşında Stockholm Drama Tiyatrosu kapılarını gösterirken, 3 sene sonra hayatını değiştirecek performansı göstermesine de yardım eder. 1936' da oynadığı Intermezzo isimli filmin haklarını Amerika' da yeniden çevrilmesi için satın alan David Selznick dönüş uçağında iki kişilik bilet almak zorundadır, çünkü Bergman' ı da başrol oyuncusu olarak Hollywood' a getirmektedir. Bu yolculuk ikisi "en iyi kadın oyuncu ödülü" olan 3 Oscar, 2 Emmy ödülü ve onlarca ödülle noktalanacak kariyerinin de balşangıcı olacaktır. Bergman bu kariyer boyunca kendi tabiriyle önce azizeyi, sonra fahişeyi, sonra da tekrar azizeyi oynamak zorunda kalacaktır.

1930 ve 1940 yılları arasında giderek ün kazanan güzelliği ve erkeklerin ilgisi, 1937 yılında bir evliliğe giden adımlar olacaktır. Kendisi için hiç de iyi geçmeyen bu evlilikle cebelleşmenin yanı sıra 40' lı yıllar boyunca sırasıyla " Casablanca" , "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" , " Işıklar Sönerken" , " Aşktan da Üstün ( Notorious ) " gibi sinema tarihinin en iyi filmleri listelerinde zirvelerde yer alan filmlerde rol almıştır. Casablanca filminde, bir klasik haline gelen "tekrar çal Sam" sözünü ise hiç söylememiştir ve söylemeyecektir. Filmde geçen replik " play it Sam, play as time goes by" şeklindedir. Yani " çal Sam, " as time goes by" ı çal. " şeklindedir.

Bu arada boşanarak Robert Capa ile evlenmiş, çoğuna göre de kendini bitirecek bir sona ilk adım atmıştır. Bu evlilik onu gözü kara bir kadın haline getirecek, "en büyük hayalim sizinle bir film yapmak" dediği mektubu yazdığı İtalyan yönetmen Robert Rosselini ile beraberlik kararı alara İtalya' ya gidecektir. Burada evli olan Rosselini ile bir de çocuk sahibi olur. Bu evlilik ve çocuk, aynı yönetmen ile imza attıkları "Stromboli" isimli filmin bir meclis üyesi tarafınfan bildiri ile kınanmasına neden olmuştur.

Dedik ya, baş döndürücü bir güzelliktir...Kendisi için bir de şarkı bestelenmiştir ;

"ingrid bergman, ingrid bergman
gel seninle bir film çekelim
stromboli adasi'nda
ah, bir yürrsen kameramın önünden
cümle aleme duyururum hikayeni,
karşılığını da oderim hani
parayla pulla değil ama,
kız ve oglan evlatlarla,
şarkı söyleriz hep beraber
stromboli'nin etrafında, hoplaya zıplaya
neşe içinde, mutlu mesut."

1982 yılında oynadığı dizi ile Emmy ve Altın Küre ödüllerinin de sahibi olan sinemanın altın kadını, aynı yıl doğum gününde 7 yıllık kanser mücadelesini kaybedecek ve "iyi ki varsın" denilen gününde hayata gözlerini yumacaktır. Gerçek hayatında da rol aldığı aşk klasiklerindeki gibi önce azizeyi, sonra fahişeyi, sonra da tekrar azizeyi oynayarak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder