27 Ağustos 2009 Perşembe

SUNDAY, " BLOODY" SUNDAY...




Dün akşam tv8' de yayınlanan "kanlı pazar" filmini izlemeye başlarken bu satırlarla bitireceğimi nerden bilebilirdim ki..ve bu şarkıda donup kalacağımı...
30 Ocak 1972 günü, İrlanda' nın kuzeyinde yer alan Derry ( nam-ı diğer "londonderry" ) bölgesinde yaşanmakta bu sefer ki öykümüz.. Derry o tarihte barikatlarla çevrilmiş, İngiliz askerlerinin bir süre önce İrlanda kenti Belfast'ta gerçekleştirdiği zorbalıkları henüz gerçekleştiremediği bir bölgedir... İrlandalılar için bir nevi "kurtarılmış" bölgedir yani.. Londonderry İnsan Hakları Derneği tarafından bir yürüyüş tertip edilmşitir. "Barış Yürüyüşü" demişlerdir, özellikle silahlı kimseyi yürüyüşe beklemediklerini de belirtmişlerdir üstelik. İngilizlerin işgali durdurması, ülkelerinin kendilerine bırakılması için yürümektir amaçları. Kendi yürüyüşleri ses getirdiğinde Manchester' da, Londra' da da destek bulabileceklerinin inancıyla. Yürüyüşün çeşitli noktalarında yer alan barikatların ardında da İngiliz kuvvetleri gözcülük yapmakta, bir taşkınlık olması durumunda müdahale etmek için beklemektedirler. 14. barikatın ardında ise daha özel bir birlik beklemektedir. Adı da zaten "özel birlik" tir ve yürüyüşü kontrol altında tutmaktan ziyade direnişçi liderlerini belirleyerek yakalamak amacıyla yerleştirilmişlerdir. Zaten bütün olay 14. noktada patlak veren olaylar sonucu gelişecektir...

Yürüyüş Derry City'de yer alan barış heykeli önünde bitecektir ve bu yola gitmek için inilen tepeden sağa dönülmesi gerekiyordur, sola dönüş ise doğruca 14. barikata gitmektedir. Bu yol ayrımına gelindiğinde kalabalıktan kopmalar yaşanacak, okpan kalabalık barikat önünde toplanarak kontrol noktası önünde slogan atmaya devam edecektir. Bu kalabalık kontrol noktasını taciz ederken sağa dönenler kurulan platform önünde toplanmış yapılan barış mesajı veren konuşmaları dinlemektedir...Tam bu sırada 2 el ateş sesi duyulur, önce bu ateşin barikat önünde toplanan kalabalığı dağıtmak için havaya sıkılan lastik mermiler olduğu sanılır..Sonra düşen 2 beden çeker dikkatleri... Ardından kaçışan kalabalık, barikatı taşlamaya başlayan gençler, barikattan içeri giren özel birlik, silahsız insanlara sıkılan kurşunlar... Bilanço ise oldukça acıdır güneş günü terk ederken tepelerin ardında...13 ölü, 14 yaralı... Hepsi de sivil... Olayın yatışmasının ardından ilk ateşin göstericilerden geldiği iddia edilirken ne boş kovan bulunabilmiştir, ne silah, ne de yaralanan bir İngiliz asker



Olayın ne kadar vahim olduğu soruşturma sırasında alınan ifadelerden de anlaşılmaktadır. Sorgudaki askerin ifadesi karşısında bölük komutanı dehşete kapılır..

bölük komutanı: sen ona kaç kez ateş ettin?
asker: 22 kere efendim.
bölük komutanı: 22 kere mi?
asker: efendim.
bölük komutanı: nasıl 22 el ateş edebildin? bu size verilen kurşunların sayısından daha fazla.

Tamamen orduyu aklama yönünde gelişen savunmalar da meyvesini verir. Olayı yaşayan binlerce insan ve basın görevlilerinin aksine İngiltere kendi evlatlarına inanmaktadır. Öyle ki, kraliçe tarafından olayları bastırmada gösterdikleri başarı nedeniyle başarı nişanı verilmiştir.



Olay sonrası IRA (irlandalı düreniş örgütü) bayan sözcüsü, gazetecilerin kendinden ılımlı mesajlar vermesini istemeleri üzerine son noktayı koyar :

- gidin ingiliz vatandaşlarına gece daha iyi uyumaları için bu pazar ne yaptığınızı anlatın...
artık bu saatten sonra hiç bir sözün anlamı yok, rüzgar ektiniz fırtına biçeceksiniz.


İşte bu filmin sonunda söylenen U2 şarkısıdır bizi başlığımıza kavuşturan.. " sunday,bloody sunday" ... Şarkıya başlamadan önce "this is a song , the song i hope one day i have to never sing again.. how long... how long must we sing this song? how long? how long..." sözlerinin ardından başlayan şarkıdır. Yani "bu şarkı, günün birinde asla söylememeyi umduğum bir şarkıdır..ne kadar..ne kadar daha söylemek zorundayım..ne kadar? ".

Parçadan oldukça etkileyici bir kısımla bitirelim yazımızı..

"...broken bottles under children's feet
bodies strewn across the dead end street
but i won't heed the battle call
it puts my back up
puts my back up against the wall
sunday, bloody sunday...." .

" kırılmış şişeler çocukların ayakları altında,
çıkmaz sokak boyunca serilmiş vücutlar
ama dinlemeyeceğim savaş çığlıklarını
öfkeleniyorum,
öfkeleniyorum duvara ( barikata) karşı
pazar,"kanlı" pazar..." .

KUTAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder